Siyasi yorumcular, Türkiye’nin güney sınırlarının güvenliği için tehlike çanı olan Suriye’deki gelişmelerin, Türk ekonomisine darbe indirdiğini ve Arapların Türkiye’ye olan güvensizlik duygusunu güçlendirdiğini belirtti.
Suriye’de Batı’nın askerî müdahale ihtimalinin gündeme gelmesi,Türkiye’nin, terör örgütlerinin yuvası hâline dönüşmesi, Türkiye-Suriye ortak sınırlarından şüpheli unsurların giriş-çıkışları ve Suriye’nin kuzeyinde el Kaide ve el Nusra terör örgütlerinin büyümesi ile eş zamanlı olarak Türk yorumcular, Türkiye’nin geleceğinden kaygı duyduklarını vurgulayarak, mevcut sürecin ülkenin ekonomisine ve güvenliğine zarar vereceğini belirttiler.
Yorumculara göre Türkiye, Suriye’ye karşı düşmanca tedbirler sergilemedeki aceleciliği ile ABD, Suudi Arabistan ve Katar’ın yanında bölgede bu tehlikeli girişimin asıl kaybedeniydi.
Söz konusu yorumcular, Suriye’nin geleceğiyle ilgili tahminlerinde “1-Suriye’nin kuzeyinde PKK’ya yakın Kürt özerk hükûmetinin kurulması, 2-Suriye’nin Türkiye sınırı yakınında el Kaide ve el Nusra hâkimiyeti ve 3-Suriye hükûmetinin siyasi hayatını sürdürmesi olası sonuçları Türkiye’ye zarar verecek. Çünkü ilk iki olası sonuç gerçekleştiği takdirde Türkiye’nin güney sınırları huzursuz olacak ve Suriye Devleti ile milleti gelecekte komşusundan memnun olmayacak ve iki ülke sınırında tarihî bir kinin tohumları atılacak.” dediler.
Türkiye ekonomi boyutunda da Suriye gelişmelerinden milyarlarca dolar zarar etti ve geçen bir hafta içinde Türk lirası döviz karşısında büyük değer kaybetti.
Geçen iki yılda Türkiye’nin Suriye üzerinden Orta Doğu’ya ihracatının durması, Türk iş adamlarına büyük zararlar verdi ve Türkiye’nin güneyindeki binlerce dükkân ya iflas etti ya da maddi sıkıntı içinde.
Esad hükûmetini devirmek için Suriye karşıtı koalisyonun kurulması konusunda Davutoğlu’nun aceleci politikalarını eleştiren yorumcular, Davutoğlu’nun Esad’ın devrilmesini kendisi için bir zafer olarak görebileceğine ancak aslında bunun, Türkiye’nin menfaatlerine zarar verdiğine ve Ankara’nın kendi ayağına kurşun sıktığına inanıyor.
Türkiye Başbakanı Erdoğan’a muhalif olan politikacılar da, Ankara hükûmetinin dış politikasını sert bir dille eleştirerek, Erdoğan’ın Türkiye’yi komşularıyla sorunlu hâle getirdiğini ve hükûmetin izlediği politikaların olumsuz etkilerinin ulusal menfaatlere karşı yıllarca süreceğini belirtiyorlar.
Söz konusu politikacılara göre Türkiye, Suriye konusunda dostane ilişkiler benimseyerek İran ve Irak’ın da iş birliğiyle Suriye sorununu gerilimsiz ve kan dökülmeden çözebilir ve Suriye’nin Türkiye sınırında PKK ve el Nusra örgütlerinin konuşlanmamasına da sebep olabilirdi.
Türkiye Kürtleri, Suriye’de Kürtlerin el Kaide tarafından öldürülmesinden dolayı Ankara’nın Suriyeli muhalifleri desteklemesini kınarken Türk Alevileri de Ankara’nın Şam’a yönelik girişimlerinden memnun değil ve Türk toplumunun bu iki önemli kesimi Ankara hükûmetinin Suriye tutumuna karşılar.
