Sahada Kaybetti, Havada Kışkırtıyor
Genelkurmay Başkanlığı’nın resmi açıklamasına bakılırsa Suriye helikopteri, 14 bin feet yükseklikte ve Türkiye sınırının 2 km içerisindeyken F-16 uçağı tarafından vuruluyor ve Suriye sınırının 1 km öte tarafına düşüyor.
14 bin feet yükseklik 4,3 km’dir. Yani maksimum hızı saatte 250 km olan Suriye keşif helikopteri, 4 kilometre yükseklikte F-16 tarafından vuruluyor ve 3 km öteye düşüyor!
Konunun uzmanları, bunun teknik olarak mümkün olmadığına dikkat çekiyorlar. Şüpheler şu noktalarda belirginleşiyor:
1. F-16’nın kilitlendiği bir helikopter paramparça olur ve pilotlar sağ kurtulamaz.
2. F-16’nın kilitlendiği bir helikopter, 4 km yüksekten vurulduğunda, 3 km öteye düşemez.
3. Helikopter o yükseklikte ancak karadan atılan ve kuyruk kısmını vuran bir füzeyle, 3 km öteye düşebilir. Pilotlar da ancak öylesi bir vurulma sırasında paraşütle atlayabilirler.
Gerçi F-16’lar otomatik kayıt yaptığı için durum kısa bir süre içerisinde mutlaka aydınlanacaktır. Zaten nasıl vurulduğu da siyasi anlamının yanında çok önemli değil. O nedenle sorunun teknik boyutunu bırakıyor ve siyasi kısmına geçiyoruz.
AKP İMAJ PEŞİNDE
Başlıkta da belirttiğimiz gibi olay, sahada kaybeden AKP’nin havada savaş kışkırtması şeklinde özetlenebilir.
Sahada kaybetti: 2,5 yıldır tüm siyasi yatırımını Beşar Esad’ın devrilmesinin üzerine yapan Erdoğan-Davutoğlu ikilisi, Şam yönetimini yıkamadı. 2,5 yıldır her türlü desteği verdikleri terörist gruplar Şam’a giremedi. Antalya, İstanbul, Adana, Hatay dörtgeninde palazlandırdıkları terörist gruplar, Suriye savunmasını aşamadı. Her türlü psikolojik savaşa rağmen, Türk milletini Suriye’ye düşmanlığa razı edemediler. Tüm kışkırtıcı gelişmelere rağmen, Türk Ordusu’nu Suriye’ye süremediler.
Havada kışkırtıyor: Bir Suriye helikopterinin angajman kurallarını “ihlal etmesini” fırsat bilip, hemen vurdular! Çok memnun olan Ahmet Davutoğlu “cezalandırdık” dedi. Hükümet sözcüsü Bülent Arınç, övüne övüne “biz düşürdük” dedi.
16 Eylül tarihli bu sahnenin tek bir üst mesajı vardı: Obama savaşamadı ama biz savaşırız!
Ya alt mesaj? Suriye’yi alt edemedik, bari imajımızı kurtaralım!
SALDIRI İSRAİL İLE EŞZAMANLI
Suriye helikopterinin hangi şartlarda vurulduğu da, sorunun siyasi boyutunu yorumlamamız bakımından önemli:
1. Ahmet Davutoğlu SUKO, ÖSO ve geçici hükümetin başkanlarıyla topluca görüşüyor…
2. ABD, İngiltere, Fransa, Türkiye dışişleri bakanları Paris’te dörtlü toplantıda…
3. BM Suriye’yle ilgili kimyasal raporunu hazırlıyor…
4. Sarin gazının muhaliflere Türkiye’den gittiği bir ABD istihbarat raporuna yansıyor…
5. İsrail, Suriye’nin güneyinde bir taburu vuruyor…
Tüm bu olgular, Rusya barikatını aşamayan ABD’nin Suriye’de “diplomasiye” mecbur kalması süreciyle birleştirildiğinde ve bu durumdan bir tek AKP ile ÖSO’nun memnun kalmadığı gerçeğiyle beraber okunduğunda, ortaya açık bir “kışkırtıcılık” faaliyeti çıkıyor!
BÖLGENİN SORUNU ESAD DEĞİL ERDOĞAN
Kuşkusuz AKP’nin bir Suriye helikopterini vurması “diplomasiye” dönen küresel aktörleri yeniden savaş pozisyonuna sokmayacak. Ama AKP bu hamlesiyle, “diplomasiyi” reddeden terörist gruplara “hâlâ haminizim” mesajı vermiş oluyor ve bölgeye, “Esad’ı deviremedik ama yangın çıkaracak kadar benzinimiz var” demiş oluyor.
Dolayısıyla Erdoğan hükümetinin yalnızca Türkiye için değil, bölge için bir güvenlik sorunu olduğu gerçeği artık bölgenin sorunudur!