İran’ın Ankara Büyükelçiliği, Cumhurbaşkanı Ruhani’nin başta kimyasal silahlar olmak üzere her türlü kitle imha silahlarını kınadıklarına dair bir basın açıklaması yayınladı.
Bildiride şu ifadelere yer verildi:
Bismillahirrahmanirrahm
BASIN AÇIKLAMASI
İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Dr. Hasan Ruhani, bölgedeki son durumla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Bölgede yaşananların kaygı ve üzüntü verici olduğu söyleyen Ruhani, “Bugün Suriye’de yaşanan ve birçok masum insanın kimyasal silah nedeniyle yaralanmasına veya şehit olmasına yol açan talihsiz durumu tümüyle ve şiddetle kınıyoruz” dedi. İran İslam Cumhuriyeti’nin de kimyasal silahların kurbanlarından biri olduğunu belirtilen Ruhani, “İran İslam Cumhuriyeti, uluslararası toplumu bu silahların dünyanın neresinde olursa olsun, özellikle de Suriye’de kullanılmasının önlenmesi konusunda göreve çağırmaktadır” ifadesini kullandı.
Dr. Ruhani, İsrail’in Lübnan’a yönelik hava saldırısını da kınayarak, “Bölgedeki istikrarsızlık ve terörist eylemler, düşmanların bu hassas bölgede komplo ve tezgâhlar kurduğunu göstermektedir. Bu komplolar Suriye ve Mısır’da daha bariz görülmektedir” dedi.
Bölge istikrarsızlığının İsrail’e yarar, Müslümanlara ise zarar getirmekten başka bir sonucunun olmayacağının altını çizen İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ruhani, “Umarız, halkının uyanık davranmasıyla bölge, huzura ve sükûnetine kavuşur” şeklinde konuştu.
Batılı ve bazı Arap ülkeleri medyasının, kimyasal silah kullandığı suçlamasıyla, Suriye’ye doğrudan askeri müdahalede bulunulmasına zemin hazırlamak amacı doğrultusunda Suriye Hükümeti aleyhinde yürüttüğü geniş propagandalarına rağmen, bugüne kadar Suriye Hükümeti’nin son olarak Şam yakınlarında yaşanan vahşi kimyasal saldırıda rol aldığını gösteren hiçbir belge veya delil sunulmamıştır.
Amerika söz konusu iddiaya ilişkin güçlü deliller olduğunu öne sürerken, Rusya’nın, Şam’ın Doğu Guta Bölgesindeki kimyasal saldırı hakkında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne sunduğu belgeler, onların bu cinayet karşında önceki tavırlarını değiştirmesine ve sessiz kalmasına neden olmuştur. Sunulan uydu fotoğraflarına göre, kimyasal madde yüklü iki adet füze, rejim karşıtlarının kontrolü altında bulunan Şam yakınlarındaki Duma bölgesinden Guta bölgesine fırlatılmıştır.
BM Güvenlik Konseyi’nin Çarşamba günkü acil toplantısında bazı batılı ülkeler Konsey’e taslak bildiri metni sunmuşsa da, söz konusu bildiri metni üyelerin itirazıyla karşılaşmıştır. Güvenlik Konseyi, bildiri yerine söz konusu toplantı başkanının toplantının sonucu hakkındaki değerlendirmelerini yayınlamıştır. Yapılan açıklamada, Suriye’de insanların öldürülmesinden kaygı içinde oldukları belirtilen Konsey üyelerinin, bu ülkede yaşanan olaylarla ilgili bağımsız inceleme yapılması çağrısında bulundukları ifade dilerek, ayrıca BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un Suriye’deki çekişmelere son verilmesine ilişkin çağrısının bir kez daha yinelendiği kaydedilmiştir.
Şimdi, Batı ve Doğu ve BM Güvenlik Konseyi üyeleri bu vahşi cinayetin kim tarafından yapıldığına dair görüş birliği sağlayamamışken, bir grup elinde hiç bir delil ve belge olmadığı halde Suriye Hükümeti’ni suçlamakta ve hatta kınamaktadır. Suriye Hükümeti’ni elinde hiçbir delil veya belge olmadığı halde sırf Esad’a karşı duydukları rahatsızlık nedeniyle suçlayanlar, sergiledikleri bu tavırlarla bir yandan büyük bir zulme mürtekip olurken, bir yandan da kimyasal silah kullanımı gibi ciddi bir konuda olayın asıl failinin gizli kalmasına, açığa çıkmamasına neden oluyorlar.