Ana SayfaAnalizGenelManşet

Hüseyin Şeyhülislam: İran İslam Cumhuriyeti’nin Suriye Olayları Karşısındaki Duruşu Bütün Dengeleri Değiştirdi

iran'ın sriye olayları karşısında duruşu

Meşrik News, İran’ın Amerikalıların geri adım atmasındaki etkili rolünü ve konunun tüm yönlerini İran İslam Cumhuriyetinin kıdemli ve deneyimli diplomatlarından Hüseyin Şeyhülislam ile konuştu.

Hüseyin Şeyhülislam: İran İslam Cumhuriyeti’nin Suriye Olayları Karşısındaki Duruşu Bütün Dengeleri Değiştirdi

Meşrik News

Suriye’ye saldırı konusunda çok istekli olan Amerikalı yetkililer, Suriye’nin kimyasal silahlarını  uluslararası  denetime açmasına izin vermesinin ardından askeri müdahale planlarını şimdilik rafa kaldırdıklarını söylediler. Çoğu uzmanın görüşüne göre de Amerikalıların ve Rusların işbirliği ile ortaya çıkan bu ortak projenin hedefi Suriye Devletinin Siyonist İsrail rejiminin tehditleri karşısındaki caydırıcı gücünü zayıflatmak. Elbette Amerika’nın Suriye aleyhinde muhtemel bir askeri saldırıdan geri adım atması da, direniş ekseni için büyük bir başarı olarak kabul edilmektedir.

İran’ın Amerikalıların geri adım atmasındaki etkili  rolünü ve konunun tüm yönlerini İran İslam Cumhuriyetinin kıdemli ve deneyimli diplomatlarından Hüseyin Şeyhülislam ile konuştuk.

İlk olarak şunu sormak istiyorum, Washington-Moskova projesi  olan Suriye’nin kimyasal silahlardan arındırılması konusunun hedefleriyle ilgili analizleriniz nelerdir?

Hüseyin Şeyhülislam: Bu analizlerde dikkate alınması gereken en önemli hususlardan biri de, Amerika’nın Ortadoğu’daki asıl hedefinin, Siyonist İsrail rejimini güçlendirmek olduğudur. Suriye konusundaki askeri saldırı planları da yine bu hedef doğrultusunda gündeme gelmiştir. Amerika ve Siyonist İsrail rejimi  Suriye Devletini, ordusunu ve milletini kendilerine karşı bir tehdit olarak gördükleri için bu ülkeyi yıkmak istemektedirler. Suriye’yi kimyasal silahlardan arındırma konusunda da kısmen başarılı olmuşlardır ve Suriye tek taraflı olarak kimyasal silahlardan arınmaktadır. Aslında Suriye’nin kimyasal silahlardan arındırılması söz konusu olduğunda, İsrail’in de toplu kitle imha silahlarını teslim etmesi gerekmektedir.

Hepimiz ABD’nin Suriye’ye askeri saldırı konusunda aldığı böylesine ciddi bir kararından döndüğüne şahit olduk. Sizce Amerika’nın attığı bu geri adımın Suriye için ne gibi kazanımları olmuştur?

Eğer olaya taktiksel açıdan bakarsak, Suriye’nin kimyasal silahlarını uluslararası denetime açması, bu ülke için bir zafer olarak kabul edilmelidir. Zira Suriye’nin bu planı kabul etmesiyle, artık  Amerika’nın Suriye’ye saldırması  için bir bahanesi kalmamıştır. Öte yandan herhangi bir kimyasal silah kullanılması durumunda bunun tekfirci teröristler tarafından gerçekleştirildiği de açıkça ortaya çıkacaktır, zira Suriye devletinin  kimyasal silahları  uluslararası denetim altındadır. Terör gruplarının kimyasal silah kullanımına daha çok ihtiyacı var, çünkü savaş meydanlarında Suriye ordusuna karşı hiçbir üstünlüğe sahip olmadıkları gibi çok zayıf bir konumdadırlar.

Gerçek şu ki Obama’nın Suriye’ye saldırmak istemesinin asıl sebebi teröristlerin savaş meydanında hiç bir şey elde edememiş olmasıydı. Ve bu yüzden de 2. Cenevre toplantısının başlamasını istemiyorlardı.

Ancak İsrail’in nükleer silahlara sahip olması ve Suriye’nin kimyasal silahlardan arındırılması ülkenin İsrail karşısındaki caydırıcı gücünü zayıflatacaktır.

Siz Suriye ordusunun teröristler karşısında elde ettiği zaferlere değindiniz, sizce Suriye ordusunun başarısının sırrı nedir?

Suriye ordusunun ve devletinin en büyük ve en çarpıcı girişimlerinden biri de teröristler tarafından kuşatılan herhangi bir bölge ordu tarafından ele geçirildikten sonra, o bölgede yaşayan halkı bizim Besic (gönüllü milis ordusu) gibi teşkilalandırarak kendisini savunmasını sağlamasıdır. Böylece teröristlerin o bölgeye tekrar dönmeleri engellenmiş olmaktadır.

Bazı uzmanların görüşü, Amerika’nın Suriye’nin caydırıcı gücünü kaybetmesinden sonra askeri saldırı planını tekrar gündemine alacağı yönünde, sizin bu konu hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

Birleşmiş Milletler kanunlarına göre her türlü zorbalık ve  güç kullanımı ve tehdit yasaktır. Amerikalılar uluslararası hukuk kurallarına aykırı hareket ederek bu yaptıklarından da gurur duymaktalar. Obama “Eğer biz bu tehditleri yapmasaydık, bugün bu kimyasal silahlar toplanamayacaktı ve gelecekte de her şey yaşanabilirdi” diyor. Amerikalılar 2007 senesinde ellerindeki bütün kimyasal silahlarından arınacakları sözünü vermişlerdi ve bu sözlerini 2012 senesine kadar uzattılar. 2012 senesinin Nisan ayından itibaren bu güne kadar da ne süreyi uzattılar, ne de taahhütlerini yerine getirdiler. Amerikalılar yalancı ve zorbadırlar.

İran İslam Cumhuriyeti’nin Suriye olayları karşısındaki rolünü ve Amerika’nın askeri saldırıdan vazgeçmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Eğer  Amerika’nın paralı askerleri ve teröristleri  Suriye’de istedikleri hedefe ulaşmış olsalardı, Amerika’nın Suriye’yi askeri saldırı ile tehdit etmesinin ne gereği vardı? Amerika’nın bu tehdidi,   bizlere açıkca Suriye’de istediği hedefe ulaşamadığını ve direniş ekseninin galip geldiğini göstermektedir. Bundan iki buçuk yıl önce, yani Suriye’de olayların başladığı ilk zamanlarda, İran İslam Cumhuriyeti dış güçlerin bu olaylara müdahil olmamaları gerektiğini ve Suriye’de bir an önce gerekli reformların yapılarak sandıklara gidilmesinin ve Suriye halkının kaderini buradan çıkan sonuçların belirlemesinin zorunluluğunu dillendirmişti.

Rusya ve Çin ilk başlarda bu olaylara müdahil olmadılar. Libya’da Ruslar ve Çinliler, Amerika’nın Güvenlik Konseyi kararını kötüye kullanarak Libya’ya saldıracaklarını bildikleri halde Amerika’nın lehine oy kullanmışlardı. Yani o zamanlar o derece zayıf  bir konumdaydılar. Ama bugünkü Rusya’ya baktığımızda Suriye konusunda ne kadar güçlü bir konuma sahip olduğunu görmekteyiz, Rusya bugün Amerika ile aynı ağırlığa sahip olmakla beraber Suriye konusunda belirleyici bir aktör konumundadır. Putin’in Suriye’deki kimyasal silahların uluslararası gözetime açılması planının Obama’yı içerdeki problemlerden de kurtardığı söylenmekte. Elbette, eğer İran İslam Cumhuriyeti’nin Suriye karşısındaki mevcut duruşu olmasaydı bugün Ruslar da bu konumda olmayacaklardı.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

CAPTCHA (Şahıs Denetim Kodu) Resmi

*

Başa dön tuşu