* Mersin Akkuyu, bir fay hattı üzerinde bulunuyor.
* Santrali yapan şirket Çernobil felaketininin sorumlu şirketi: Rosatom.
* ÇED (Çevre Etki Değerlendirme) Raporu sahte imzayla sunuldu, kısa sürede okunmadan kabul edildi.
* Santralin Rus payı %51’nin altına düşmeyecek. Türkiye’nin santrali değil yani.
* Dünyada “en ucuz teklifi veren alır” + “Yap İşlet Sahiplen” modeliyle kurulan tek santral. İşletim sırasında maliyetten kısılacak.
* Dünyada daha önce denenmemiş bir reaktör modeli kullanılıyor.
* Türkiye’nin Rusları denetleyebilecek ya da kalite kriteri koşabilecek kapasitede elemanı yok. Ancak “en güvenlisi olacak” gibi açıklamalar duyuluyor.
* Ruslara 12.5 cent’ten 15 yıl (yani 70-80 milyar dolar) alım garantisi verildi. Dolar her geçen gün artıyor.
* Yakıtta Rusya’ya bağımlı olacak, bizim az olan uranyumumuz kullanılamayacak. Doğalgaz bağımlılığı yerine uranyum bağımlılığı artacak.
* Atıkları bertaraf etmeyi dünyada hiçbir ülke başaramadı.
* Atıklar 100.000’lerce yıl boyunca deprem bölgesi olan Akkuyu su depolarında hasar görmeden korunmak zorunda. Rusya atıkları ülkesine almıyor.
* Olası bir kaza durumunda 500.000.000.000 (500 milyar)$’lık hasarın sadece binde birinden Rusya sorumlu. Tüm masraflar Türkiye’den çıkacak.
* Uranyum yakıt çubuklarının sürekli olarak su ile soğutulması gerekiyor. Soğutma elektrik kesintisi gibi bir sebeple duracak olursa kısa sürede Fukuşima ve Çernobil gibi kazalar meydana geliyor.
* Türkiye tüm ülkeyi kapsayan elektrik kesintisinin sebebini bir hafta boyunca bulamamış bir ülke.
* Türkiye, santrali olmadığı halde 3. seviyeden nükleer kaza yaşayan tek ülke.
* Türkiye, topraklarında (Aliağa) sessiz sedasız radyoaktif gemi sökülüp hurdaları atılan bir ülke.
* Türkiye, topraklarında uranyum işlenip normalin 400 katı radyasyon saçacak halde açık bırakılıp gidilen bir ülke.
* Santralin hidrolik sistem ihalesini “Milletin a… koyacağız” diyen adamın şirketi kazandı.
* Soma facia madenlerine sahip olan şirket bu projenin altyapısında yer alıyor.
* Santral kazasız çalışırken dahi çevreye radyoaktif toz saçacağı için Mersin’de yetişen Çilek, muz gibi gıdalara “radyoaktif atık içerir” etiketi getirilecek.
* Anlaşma teknoloji transferi öngörmüyor, yani Ruslar bize bu teknolojiyi de öğretmeyecek. Silah yaparız diye ümitlenmeyin.
* Türkiye’nin elektrik fazlası olduğu gibi %15 kayıp-kaçak oranı var. Akkuyu ise %2’lik bir katkı sağlayacak.
* Akkuyu bir ihtiyaç değil, siyasi bir tercih. Sadece altyapı şirketlerine gelir kapısı +
Rusya’nın desteğini alma amacıyla yapılıyor.
* Zira Avrupa ülkeleri tüm nükleer santrallerini aşamalı olarak kapatma ve yenilenebilir enerjiye geçme kararı aldı.
İdarecimiz kim olursa olsun (siyasetten bağımsız düşünün), bu koşullarda yapılmasına razı mısınız?
Başa dön tuşu