Adaletli kalkınmanın sonucu;Fakir daha fakir zengin daha zengin olmaya devam ediyor
Almanya’nın saygın gazetelerilerinden haftalık die Zeit gazetesi, Credit Suisse Global Wealth Databook 2014 verilerine de dayanarak Türkiye’deki gelir dağılımındaki eşitsizliğe ve zengin ile fakir arasında son yıllarda giderek daha da derinleşen uçuruma dikkat çekti.
‘Süper zenginlerin ülkesi Türkiye’ başlıklı Lenz Jacopsen imzalı haberde, Türkiye’deki eşitsizliğin daha iyi anlaşılması için bir de animasyon da hazırlandı.
“Ülke servetinin yüzde 54’ünü yüzde 1 elinde bulunduruyor”
Mart ayında Taksim Meydanın’da çekilen görüntülerden Erdal İnci’nin hazırladığı animasyonda, ortadan ikiye bölünmüş bir daire görülüyor. Dairenin bir yarısında duran tek kişi, ülke servetinin yüzde 54’ünü elinde bulunduran yüzde 1’i temsil ediyor. Diğer yarısında ise ülke servetinin geri kalanına sahip halkı temsilen hareket halindeki bir erkekler grubu görülüyor.
Türkiye’deki fırsat eşitsizliği ve gelir dağılımındaki dengesiz gelişmenin anlatıldığı Zeit gazetesindeki yazı ise şöyle:
“Erdoğan hükümete geldiğinden beri Türkiye durmaksızın büyümeye devam ediyor. Ama aynı zamanda eşitsizlik de giderek artıyor: Ülkenin mal varlığının yüzde 54’ü sadece yüzde 1’in elinde. Bu arada cumhurbaşkanı da bir saraya taşınıyor.
“Adaleti ciddiye aldığı söylenemez”
Türkiye’de iktidar partisinin adı AKP, yani ‘Adalet ve Kalkınma Partisi’ olsa da, adaleti çok fazla ciddiye aldığı söylenemez. AKP’nin hükümette geçirdiği her yılla beraber Türkiye’deki servet dağılımı giderek daha dengesiz bir hale geliyor.
AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından beri ekonomi her yıl neredeyse yüzde 5 gibi bir oranda büyüdü; ülke giderek daha az borçlanıyor. Bu büyümeden en çok faydalananlar uzun yıllar Türkiye’nin Batı bölgelerinin gerisinde kalmış, Anadolu’da, Doğu bölgelerinde yaşayan ‘Anadolu Kaplanları.’
Aynı zamanda servet dağılımındaki eşitsizlik de arttı
2002 yılında Türk toplumunun en zengin yüzde 1’i mal varlıklarının yüzde 39.4’üne sahipti. 2014’te bu rakam 54.3’e yükseldi. Dünya çapında 46 ülkeyi mercek altına alan bir araştırma bu oranın sadece Rusya’da daha çarpıcı olduğunu ortaya koydu. Almanya’da bu oran aynı dönem içerisinde yüzde 31’den yüzde 28.1’e düştü. Amerika’da ise fiks 38-39’larda seyrediyor.
AKP’nin yükselişinin arka planıyla, servetin büyük bir bölümünü ele geçirmiş yeni bir süper zenginler tabakası oluştu. Bunlar öncelikle senelerdir AKP’nin çevresine üşüşen inşaat şirketleri. Hem yeni, prestijli havaalanı, tünel gibi büyük inşaat projeleri ihalelerini alıyorlar, hem de tatil bölgelerindeki en değerli arsalar yine onların ellerine geçiyor.
2013’te bir soruşturmayla (17-25 Aralık) AKP’li bakanların ve Erdoğan’ın oğlunun da içinde yer aldığı yolsuzluk skandalları ortaya çıktı. Dinlenen telefonlardan elde edilen tapeler artık herkesin dilindeydi. Bir tanesinde Erdoğan oğlu Bilal’e evlerindeki nakit paraları sıfırlamasını emrediyordu. Ardından partinin güçlü adamı Erdoğan soruşturmayı yapan yetkililerin görev yerlerini değiştirtti.
“Kendine devasa saray yaptırdı”
Erdoğan kendisini daima halktan, sade birisi olarak gösterdi. İstanbul’un yoksul mahallesi Kapımpaşa’dan gelip de yükselmeyi başaran bir isimdi o. Şimdiyse, yukarılara ulaşınca kendisine devasa bir saray yaptırdı. Doğal ve tarihi SİT alanının ortasında, binden fazla odası olan, bol bol mermer taşlı ve kocaman bahçeli bir saray. Ve bu saray Türkiye’deki eşitsizliğin sembolü oldu.”