Filistin’in Batı Yaka bölgesinde yer yer kitlesel, bazı noktalarda da ferdi eylemlerle direnişin bir yükseliş içinde olduğu gözlemleniyor. Bunda da siyonist işgal güçlerinin son günlerde saldırılarını, baskınlarını artırmasının ve bazı cinayetler gerçekleştirmesinin önemli etkisi olduğu tahmin ediliyor.
Batı Yaka bölgesinde Abbas yönetimiyle işgal yönetimi arasındaki güvenlik işbirliği ile direnişin her yönden kıskaca alınması, yoğun istihbarat faaliyetleriyle işgal güçlerini hedef alacak eylem planlarının önceden tespit edilerek üzerine gidilmesi ve engellenmesi için çok yönlü faaliyet yürütülüyordu. Ancak işgal güçlerinin bu işbirliğini fırsat olarak değerlendirip bölgedeki direnişçilere ağır darbeler vurma amaçlı baskın ve saldırılarını artırması karşıt tepkiyi de harekete geçirdi ve örgütsel eylemlerin yanı sıra tamamen ferdi tepkilere dayanılarak gerçekleştirilen eylemleri de beraberinde getirdi.
Örneğin bu haftanın başlangıcındaki 24 saati yani 23 Aralık Pazartesi gününü değerlendirdiğimizde işgalci siyonistlerin birkaç farklı noktada Filistinli direnişçilerin münferit tepki eylemlerine maruz kaldıklarını gözlemliyoruz.
* Nablus yakınında yahudi göçmenlerin arabalarına bir molotof kokteyli atıldı.
* Cenin’in Ya’bed kasabası yakınında işgalcilere ait bir araç tahrip edildi.
* 1948′de işgal edilmiş bölge içinde yer alan Beyti Yam kasabasında bir otobüse el bombası yerleştirildi ve şoförün bombayı erken tespit edip yolcuları indirmesi önemli tehlikeyi atlatmalarını sağladı. Ama içine el bombası yerleştirilen çantanın polis tarafından incelenmesi esnasında bomba patlayarak uzman polisin yaralanmasına neden oldu.
* Kudüs’te işgalci göçmenleri hedef alan şüpheli bir patlama oldu.
* Yine Kudüs’te bir işgalci komiser sırtından bıçaklandı.
* 1948′de işgal edilmiş bölgede yer alan el-Afule’de de bir yahudi göçmen bıçaklandı.
* Ayrıca birkaç farklı noktada işgalcileri hedef alan taşlamalar oldu.
Bütün bu olaylar işgal güçlerinin saldırılarının, baskınlarının ve cinayetlerinin kendileri açısından da ağır maliyeti olacağını, Abbas’la arasındaki güvenlik işbirliğinin de halkın hiddetinden doğacak tepki eylemlerini tümüyle önleyemeyeceğini gösteriyor. Bu tür eylemler özellikle Batı Yaka’ya serpiştirilen göçmenlerde can korkusunun ve güvenlik endişesinin artmasına, bütün göçmenlerde her an bir eylemle karşı karşıya gelme psikolojisinin hâkim olmasına yol açıyor.
