Türk askeri silah kaçakçılarına taşeronluk mu yapıyor?
Gaurdian muhabirinin, Suriyeli bir silah kaçakçısı ile yaptığı görüşmenin ayrıntıları, Türkiye’nin Suriye’deki yıkıcı rolünü bir kez daha gözler önüne seriyor. “Türkler olmasaydı devrim başlamazdı” diyen kaçakçı, kamyonlarca silahın sevkiyatının, bir Türk karakolu üzerinden yapıldığını söylüyor.
Guardian muhabiri Ghaith Abdul-Ahad’ın London Review of Books’ta (LRB) yayınlanan uzun makalesi, Türkiye’nin Suriye’deki muhalif grupların silahlandırılmasında oynadığı rolü bir kez daha gözler önüne seriyor. Abdul-Ahad’ın LRB’de yayınlanan makalesinde bir Türk karakolunun silah sevkiyatında nasıl rol aldığını anlatılıyor.
Muhalif askerler için Türkiye’de stajyer kampı
Özgür Suriye Ordusu’nun kurulduğu günden beri diğer silahlı gurupları da kontrol eden merkezi bir yapıyı hala oluşturmadığını belirten Abdul-Ahad, Türk yetkililere dayandırdığı bilgilere göre ÖSO’nun sembolik başkanı Riad al-Asad da dahil Suriye Ordusu’ndan kaçan askerlerin Türkiye’de oluşturulan “Subaylar Kampı”nda eğitim gördüğünü; ve Riad al-Asad ile yapılan bütün görüşmelerin ve toplantıların Türk istihbarat yetkililerinin denetiminde gerçekleştiğini belirtti.
Geçtiğimiz Şubat ayında Sabah gazetesinde yer alan bir haberde de Türkiye’ye sığınan Suriyeli askerler için Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) gözetiminde Hatay’da bir özel kamp kurulduğu ve sayıları 130’u bulan askerlerin tüm ihtiyaçlarının TSK bütçesinden karşılanacağı ifade edilmişti. Bu askerlerin gerek görüldüğü takdirde TSK bünyesinde görevlendirebileceği iddia edilmişti.
Sebze ticareti yapıyordu, silah kaçakçısı oldu
Guardian muhabirinin Suriye’de görüştüğü kişilerden bir tanesi, kriz patlak vermeden önce sınır ötesi taşımacılık işi yapan Ebu Abdullah. Epeyce varlıklı ve dinci biri olduğu belirtilen Abdullah’ın kamyonları Türkiye, Suriye, Lübnan, Ürdün, Irak ve Suudi Arabistan arasında taşımacılık işi yapıyormuş. Türkiye’deki sebzeler Irak’a taşıyan ve karşılığında buradan yakıt alan kamyonlar savaş patlak verdikten sonra, silah taşımaya başlamış.
Av tüfeğinden uçaksavarlara
Sahip olduğu geniş sınır ötesi ilişkileri silah ve mühimmat kaçakçılığı için kullanan Ebu Abdullah, “Bir haftada Lübnan’dan silah ve mühimmat yüklü 5 kamyon, Irak’tan ise 10 kamyon taşıyorum. Bu işe önce av tüfekleri ile başladık, şimdi ise uçaksavar silahları getiriyoruz. Suriye’deki devrimi güçlendirenler, işte biz onlarız” diye konuşuyor.
İdlib’te küçük bir odadan muhaliflerin finanse edilmesi ve silahlandırılması işini yürüten Abdullah, her gün evine silah istemek ve para vermek için ülkenin çeşitli yerlerinden muhaliflerin geldiğini söylüyor. Her gün elinden yüzbinlerce doların geçtiğini ifade eden Abdullah, savaş yayıldıkça ve şiddetlendikçe çok daha fazla paranın ve daha fazla organizasyonun gerektiğini belirtiyor.
“Türkler olmadan bu devrim başlamazdı”
Suriye’nin kan gölüne çevrilmesinde önemli bir rolü olduğu anlaşılan Abudllah, 2012 baharında savaşın geldiği nokta itibariyle rejimi yıkmak için muhaliflere “gerçek” silahlar gerektiğini belirtiyor. “Para asla bir sorun olmadı. Ne kadar istiyorsunuz? 50 milyon dolar, 100 milyon dolar-hallederiz. Ancak ağır silahları bulmak daha zor hale geldi” diyen Abdullah, “Türkler, onlar olmadan bu devrim başlamazdı” diyor.
Türkiye’den kamyon kamyon silah
ABD’nin daha fazla destek vermesi için muhaliflerin tek bir çatı altında birleşme şartı koştuğunu söyleyen Abdullah, bunun için İstanbul’da “Operasyon Odaları”nın kurulduğunu söyledi. Gelecek Hareketi üyesi Lübnan milletvekili Okab Sakr’ın başında olduğu bu “odaların” kurulmasının ardından Türkiye’den Suriye’ye daha kaliteli ve daha fazla silahın taşınmaya başladığını belirten Abdullah değişimi şöyle açıkladı:
Bu zamana kadar Türkiye’den gelen kaçak silahların büyük bir bölümü, küçük sevkiyatlar halinde at sırtında ya da yayan bir şekilde muhalifler ve aracılarca taşınıyordu. Ama sonrasında daha fazla silah kamyon kamyon gelmeye başladı.
Silah sevkiyatı Türk karakolundan yapılıyor
Geçtiğimiz Kasım ayında Ebu Abdullah ile Türkiye sınırında yakın bir noktada bir mülteci kampının yanında bir araya geldiğini söylen Guardian muhabiri, Türkiye-Suriye sınırını ayıran çitin devrilmiş olduğunu ve iki Türk askeri cipinin bir aşağı bir yukarı hareket ettiğini söylüyor.
Türkiye tarafındaki bir tepenin üstünde bulunan karakolu Guardian muhabirine gösteren Abdullah, Suriye’ye kaçırdıkları silahların sevkiyatının bu karakol üzerinden yapıldığını belirtiyor.
“Burası silahların sevkiyatının gerçekleştiği yer. Onlar silahları karakola taşıyor biz de oradan alıyoruz. Ama şimdilerde bir haftada sadece on ila onbeş bin mermi alabiliyoruz. Bu hiçbir şey.”
[/dropcap]