Esad bizimle barışsaydı bugün Suriye’de yaşananlar olmazdı’ Şimon Peres yaptığı açıklamada şunları söyledi: Suriye’de yaşananlar İsrail’le barışa yanaşmayan Suriye için bir cezadır.
Şimon Peres şunları söyledi: Esad’ın babası (Hafız Esad) Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat’ın (eski Mısır Cumhurbaşkanı) İsrail’le yaptığı barışa yanaşmadı.
Siyonist rejim Cumhurbaşkanı Şimon Peres, Suriye krizine bir şekilde müdahale ettiklerini kabul ederek silahlı grupları desteklerini itiraf etmiş oldu. Eğer Suriye Kudüs işgalcisi rejimle barış anlaşması yapmış olsaydı bugünkü duruma düşmeyecek ve silahlı gruplar İsrail ve Amerika adına bu ülkeye karşı savaşmış olmayacaktı.Şimon Peres, Suriye’nin İsrail’le barışa yanaşmaması Suriye halkının bu felaketleri çekmesine neden oldu, dedi.
Yedioth Ahronoth gazetesinin haberine göre Şimon Peres, bu açıklamayı İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve üst düzey askeri ve güvenlik yöneticilerinin katıldığı bir toplantıda yaptı.Peres, Arap ülkelerinin 1973 yılında İsrail’e saldırısını gafil edici sürpriz bir savaş olduğunu belirterek Suriye ve Mısır’ın aynı anda İsrail’e savaş açtığını, ancak İsrail’in güçte olsa savaştan başarıyla çıktığını söyledi.
Şimon Peres şunları söyledi: Bu savaş[1] oldukça şiddetli olmasına rağmen barışı beraberinde getirmiştir. Savaş sonrası Mısır, İsrail’le barış anlaşmasını imzalayarak Enver Sedat ülkesine barışı armağan etmiştir. Ancak İsrail savaşına Mısır’la birlikte girmesine rağmen Hafız Esad, barışa yanaşmamış ve bugün Suriye iç savaşla karşı karşıya kalmıştır. Bunun acısını bugün Suriye halkı çekmektedir. Bu savaşın (şimdiki Suriye’de yaşanan iç çatışmanın) nedeni Esad’ın İsrail’le barış anlaşmasına yanaşmamasıdır.
Bilindiği üzere Siyonist rejim medya yayın organları, Suriye devlet ve milletine karşı savaşan tekfirci teröristlerin İsrail hastanelerinde tedavi edildiğini ifşa etmişti. Şimon Peres’in bu açıklamaları Suriye’deki silahlı grupların İsrail adına Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye tarafından desteklendiği İsrail tarafından ise perde arkasından yönetildiğinin bir kanıtı. Ayrıca Amerika’nın başını çektiği batılı ülkelerin Suriye’ye saldırısını şiddetle destekleyen Siyonist rejimin Suriye’de yaşananlarda ne kadar parmağının olduğunu ortaya koymaktadır.
6 Ekim 1973’te, Kara Kuvvetleri personel mevcudu, Mısır’ın 325.000, Suriye’nin 112.000 olmak üzere 473.000 iken; İsrail’in savas mevcudu 105.000 idi. Ancak, İsrail etkin seferberlik sistemiyle 48-72 saat zarfında personel mevcudunu 300.000’e çıkardı.Bu savaş, hukuken Mısır, Suriye ve İsrail arasında cereyan etti. Lübnan ve Ürdün savaşa hukuken katılmaktan kaçındılar. Ancak bu savaşta tüm Arap ülkeleri tam bir dayanışma içinde Mısır ve Suriye’ye malî, siyasî ve askerî yardımda bulundular.
Mısır ve Suriye orduları, İsraillilerin en büyük bayramını kutladığı gün (Yom Kippur), yani 6 Ekim 1973 günü saat 14:00’de taarruza Suriye Cephesi’ndeki taarruzları Golan mevzî derinliklerinde durduran ve iç hat harekatı yapan İsrail, önceliği Suriye Cephesi’ne verdi ve 9 Ekim sabahı Golan Cephesi’nde 11 tugay toplayarak karşı taarruza geçti. 22 Ekim 1973’de İsrail, Hermon Dağı’nın en hakim yeri olan 2201 rakımlı tepe bölgesini ele geçirdi ve Suriye topraklarında 20 km derinlik, 40 km genişlikteki araziyi işgal etti.
Sina Cephesi’nde kanalı geçmeye muvaffak olan Mısır 1. ve 2. orduları, BAR-LEV savunma hattını ele geçirdiler ve kanalın 10–15 km kadar doğusuna ilerlediler. 14 Ekim günü 5 piyade tümeni, 1 mekanize tümen ve dört zırhlı tugay (70.000 personel, 700 tank) ile İsrail’in ikinci savunma mevzilerine taarruza geçtiler. Ancak, Suriye Cephesi’nde durumu lehine çevirmeye başaran ve 4 zırhlı tugayını Sina Cephesi’ne kaydıran İsrail, kısa sürede bu cephede de durum üstünlüğü sağlamaya muvaffak oldu. 16 Ekim 1973’te Sina Cephesi’nde genel karşı taarruza geçen İsrail, 18/19 Ekim gecesi Süveyş Kanalı batısına 2 tugay kadar kuvveti geçirmeyi başardı. Mısır, İsrail taarruzlarını İsmailiye-Kahire yolunun 5 km kadar doğusunda durdurabildi.
BM’nin 22 Ekim ve 24 Ekim tarihli ateşkes kararlarına uymayan İsrail, 26 Ekim günü Barış Gücü’nün gelmesiyle ateşkese uydu. Bunda SSCB’nin bölgeye tek taraflı kuvvet gönderme kararlılığı da etkili oldu. Ateşkes kararı yürürlüğe girdiğinde, Mısır 3. ordusuna mensup 20.000 kişi ile 200 tanktan müteşekkil birliklerinin anavatanları ile bağlantısı kesilmiş bulunuyordu.Bu savaş sonunda Mısır 500, Suriye 500, Irak 120 tank, İsrail ise 600 tank kaybetmiştir. Savaş sırasında Mısır-Suriye kuvvetleri 8500, İsrail ise 6000 kayıp verdi.