Amerika Ortadoğu’da Arap Barışı planı çerçevesinde uzlaşı müzakerelerini yeniden canlandırmaya kollarını sıvarken Filistinliler komplo kokan yeni uzlaşı çabalarına şiddetle karşı çıkıyor, bu bağlamda Filistin’in halk oyuyla işbaşına gelen Başbakanı İsmail Heniyye, Arap ülkelerinin Siyonist rejimle toprak takasına dayalı yeni uzlaşı planını reddetti. Heniye, Avrupa’dan Gazze’ye gelen konvoydaki aktivistlerle buluşmasında, Arap Birliği’nin Siyonist rejimle toprak takası planına ilişkin tutumunun Siyonistlere taviz verme anlamına geldiğini, düşmanın işgal altındaki topraklarda yerleşim faaliyetlerini sürdürebilmesi için teşvik ettiğini kaydetti, ardından, Filistin sınırlarının tarihi Filistin ülkesine ait olduğunu, bütün bu kutsal toprakların Filistinlilerin olduğunu ifade etti.
Arap Birliği üyelerinin, Siyonist rejim İsrail’in müzakereye yanaşmadığı 2002′deki Arap Barış Planı’nı toprak takasını içerecek şekilde güncellemesi ile sürecin rengi bir anda değişti. Washington’da ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ve Dışişleri Bakanı John Kerry ile görüşen Arap Birliği heyetinin başkanı Katar Başbakanı Şeyh Hamad bin Casim el-Sani, yol haritasındaki ‘İsrail güncellemesi’ni açıkladı. Sani, tam olarak 1967 sınırlarına dönmek üzerine mutabakata varılamasa da İsrail ve Filistin arasında gerçekleşecek arazi takasıyla barışın sağlanabileceğini öne sürdü. 2002′deki plan ırkçı İsrail’in 1967 sınırlarına çekilerek iki devletli çözüme imkân vermesine karşılık Arap Birliği üyelerinin Siyonist İsrail’i tanımasını öngörüyordu.
Sani’nin açıklamasıyla birlikte Filistinli yetkililer ayağa kalktı. Irkçı İsrail’in varlığını bile tartışma konusu etmeyen Hamaslı yetkililer, toprak takasının konuşulmasını şaşkınlıkla karşıladıklarını ifade etti. Hamas liderlerinden Salah El-Berdevil, Filistin’in tek bir karışından dahi taviz vermenin kabul edilemez olduğunu belirterek, işgali tanımadıklarını ve Filistin’in bölünemez olduğuna inandıklarını söyledi.
Siyonistler ile Filistin Özerk Teşkilatı arasında toprak takasını öngören plan, 2002 yılında Arabistan tarafından sunulan Arap Barış planı çerçevesinde yer alıyor.
Arap Barış planı uyarınca, Siyonist rejimin 1967 sınırlarına çekilmesi karşılığında Arap devletleri Siyonist rejimi resmiyette tanıması konusunu içeriyor.
Ancak Arap Barış planı uyarınca gündeme getirilen toprak takasıyla Siyonist rejimin 1967 yılında işgal ettiği topraklardan tamamen çekilmekten geri durması için ortam hazırlanmış olacak.
Amerika tarafından gündeme getirilen toprak takasından amacın, Siyonistlerin Ürdün Nehri bölgelerinde yerleştikleri yerleşim yerlerinin büyük bölümünde kalmasını sağlamak olduğu biliniyor, Arap Barış planı uygulanabilirse Siyonist rejim, toprak takası bahanesiyle Ürdün Nehri Batı Yakası ile Beytul-Mukaddes’in Doğu’sunun büyük bölümünden çekilmekten kaçınacak.
Amerika yetkilileri toprak takası planını gündeme getirmek suretiyle Arap Barış planında Filistinliler için verilmesi öngörülen bazı hakların bile verilmeyerek, Siyonist rejimin Filistin topraklarının büyük bölümüne sahip olmasına çalışıyor.
Bu yüzden Amerika, toprak takası eksenli Arap Barış planının üzerine giderek Filistin Özerk Teşkilatı’nın Siyonist rejime daha fazla taviz vermesini sağlayarak mülteci Filistinlilerin kendi yurtlarına dönmesi dahil Filistinlilerin haklarını gözardı etme gayreti içindedir.
Arap Barış planına paralel olarak toprak takası planı, Siyonist rejimin korsan yerleşim faaliyetlerini genişletmek dahil yayılmacı politikasını sürdürebilmesi için yakılan yeşil ışık olduğu anlaşılıyor.
Bu gelişmeler, Amerika’nın Filistin halkıyla düşmanlığını bir kez daha su yüzüne çıkardı, toprak takası planına Filistinliler ve kamuoyundan geniş çaplı tepki gelmeye başladı.
Filistin gelişmeleri, Filistinlilerin bir taraftan Siyonist rejimin yayılmacı ve baskıcı girişimleriyle diğer yandan da Amerika ve müttefiki olan uzlaşmacı Arap devletlerinin geniş çaplı komplolarıyla karşı karşıya olduğunu gösteriyor.
